10 Aralık 2012 Pazartesi

Posted by ??????????? | File under : , , , , , ,

Bilinçaltının düşmanı

Cronenberg´in gerçekleri

1943 Kanada doğumlu David Cronenberg için ilk söylenen şey onun Roma´nın Caligula döneminden beri sosyal moral değerleri böylesine çökerten tek misal olduğudur. Öte yandan cesareti ve zekası sayesinde seçtiği ve sunduğu rahatsız ediciliği çöken değerlerle bütünleştirerek, kaybedilenlerin önemini vurgulamaktadır. Aslında Cronenberg´i anlamak için yine kendisini dinlemek gerekir. 1992´de BBC´deki konuşmasında şöyle diyor; "İnsanlar bana neden korku filmi yapıyorsun diye sorduklarında, hemen geriye Aristotle´a ve onun görünmeyen kalmış hislerini açığa vurma kuramına dönüyorum. Bu beni haklı çıkarıyor, en üst düzeyde 1 trajedi bu üstelik güldürü. Bana göre korku filmleri karşılaştırılıyor, filmler herşeyden kaçış değildir ama 1 korku filmi ille de gerekiyorsa yalnız hakikat yaşamla karşılaştırılabilir. Bu 1 tür düş yoludur ve güvenlidir. Biliyoruz ki, yaşamda birden karşılaştığımız şeyler vardır; işte ben onlardan ölümden, yaşlanmaktan ve ayrılıktan söz ediyorum. 1 korku filminde değişimsel 1 seviye bulunur. her filmlerimde bunu biliyor ve bedensel bi şekilde bilinçli olduğumu düşünüyorum. Çünkü bana göre beden insandaki korkuların kaynağıdır zira yaşlanan ve ölen bedenin ta kendisidir. Düşünce-beden ayrımı en büyük gizemdir; işte en büyük korku burada ve sanırım nihai karşılaştırmayı bu noktada yaşayacağız. 1 insanın düşüncelerinin çok güzel olduğunu görüyorsunuz fakat bedeni rahatsızlık veriyor, ardından değişim başlıyor, yaşlanma başlıyor, çürüme başlıyor; bütün ne olursa olsun bana göre en kötü ve korkunç korku bu. Ben epey uzaklardaki 1 değişimi istemiyorum, o vakit epey geç olacak."

Bir apartman dolusu manyak

Daha başlangıç döneminde dahi Cronenberg şok eder. İlk 2 filmi profesyonel değildir fakat festivallere kabul edilir. 1969´daki "Stereo" telepati birlikte ilgilidir, deneysel olayları film dilinde aktarır. 1970´deki "Crimes of the Future" ise kozmetik aracılığı birlikte öldürülen kadınların öyküsünü anlatır. Bu filmde Cronenberg´in beş yaşındaki Tania adlı ufak 1 kızı kullanması hoş karşılanmaz. ufak kızı vahşet ve şiddet dolu sahnelerde oynatmıştır. Daha sonraları kendisine "Zührevi Korku Kralı" adı verilmesinin temelleri buradadır. 1975´de ilk profesyonel filmini çeker; "Shivers". sinema 1 siyah mizahtır, 1 apartmanda yaşayan toplumun üst düzeyindeki insanları anlatır. Çılgın hekimler, ırzına geçilen genç sayrılar, asit saldırıları ve 1 doktorun yetiştirdiği 15 cm. boyundaki tembel yaratık. sinema bize dolunayda ortaya çıkan seksüel 1 kıyameti anlatır fakat yönetmen de çılgındır. Sonunda apartmanın Dante´nin "Cehennem" ine benzediğine karar veririz. Apartmandaki çılgınlar arabalarına doluşurlar, önce Kanada´ya sonraları dünyaya kötülüğü yaymak için yola çıkarlar. "Shivers" epey tartışılır, kimi eleştirmenlere göre türünün başarılı 1 örneğidir, kimilerine göre ise iğrençtir. Cronenberg ise hiçbirşeye aldırmaz

Kudurtan porno yıldızı ve kuluçkaya yatan canavarlar

1976´da ikinci filmi olan "Rabid" e başlar. Filmde başrolü oynayan Marilyn Chambers, dönemin en tanınmış hard-porno yıldızıdır. Filmde yepyeni 1 plastik cerrahi tekniğinin kurbanı olan kadını oynamaktadır. Efektler korkutucudur, koltukaltına penis şeklinde şırıngalarla enjeksiyonlar yapılır, Chambers insanlara bu şırıngayla saldırır ve sağ kalmak için kanlarını ister. Kurbanlar iğneyi yedikten sonraları kuduza eşdeğer 1 hastalığa yakalanırlar. Toplum çökmeye başlar, herkes manyaklaşır; filmin ana teması düşünsel bi şekilde öldürücü 1 kadının sekso etkilerle yarattığı değişim ve dönüşümdür. Bu noktada Cronenberg´in niçin 1 porno yıldızı olan Chambers´i seçtiği iyice anlaşılır. Yönetmen yarattığı şok iyice algılanmadan ve tartışmalar sürerken herşeyi boşverir ve 3 sene 1 köşeye çekilir ve 1979´da 2 sinema birden çeker; "Fast Company" ve "Brood". İkincisi önemlidir sebebi bütün 1 Cronenberg yapıtıdır. Başrolü yani 1 pop-psikoloğu Oliver Reed oynar. Filmdeki psikolog 1 kitap yazar, karısı ise zihinsel sorunları olan biridir ve buna ilave olarak 1 terapisti bulunur. Derken kocası, karısının terapistini ve yaptıklarını soruşturmaya başlar. Ve sonraları Cronenberg gösterisi başlar; kurtlaşan insanlar, boyunlarında deliklerle uyananlar, tuhaf 1 cinayet serisi, cüce 1 çocuk vs.. her bunlar psikoloğun araştırmasında toplanırlar ve adam 1 teori geliştirir. Ortada dolaşan tuhaf yaratıklar insanların bedenlerinde kuluçkaya yatmaktadırlar. Eski karısına gittiğinde onun vajinasında 1 yaratığı kuluçkaya yatırdığını görür. sonraları ise kan gövdeyi götürür. Cronenberg, bu dönüşümle bilinçaltında saklı canavarları en realist dille anlatır, korkusuzca vahşeti sergiler. Ona göre insan bilinci bunları yapabilmeye muktedirdir. Aslında sinema 1 vahşet filmi değildir yalnızca rahatsız edicidir. Sarkastiktir fakat eşdeğer zamanda düşünmek ve benzeşmelere yönelmek isteyenler için yararlı dahi mümkün.

Beyninizi patlatabilirim

Cronenberg, 1980´de "Scanners" ı çeker. Filmin açılışı bile şok yaratır. Finalde ikinci 1 şok bulunur. Grotesk 1 hikaye izlenir, korku filmi gibidir fakat bilim kurguya daha epey yakışır fakat aslında bütün 1 pşisik filmdir. Cronenberg´in bütün satirik ilgileri tamamen ortadadır. "Scanners" yani "Beyin Tarayıcılar" dan kurulu 1 ordu planlanmaktadır. Bunun için hamile 1 kadına hususi ilaçlar verilir, telepatik bebekler doğurtulacaktır. Filmin en çarpıcı sahnesi Michael Ironside´ın kardeşiyle yaptığı beyin düellosudur yani telepatik düellodur. Sonunda kardeşinin beyni olabilecek en kötü görüntüyle karpuz gibi patlar. Filmin sonundaki klasik dönüşüm sahnesi aynen 2 sene sonraya sıçrayacak ve Cronenberg´in başyapıtı "Videodrome" da epey daha gelişmiş bi şekilde ortaya çıkacaktır. "Videodrome" zamanının en pahalı filmidir. film teknolojisi açısından epey başarılı olmasına rağmen bu çeşit sinema meraklıları yani "cult" meraklıları tarafından dahi çok alaka görmez. Filmde, Max Reen (James Woods) adlı 1 kablo tv kanalının yöneticisi bulunur. Kanal özellikle seks ve şiddet programları yayınlamaktadır. Yardımcısı Harlan ise, diğer kanallardan çaldığı programları yayınlamakla meşgulken, tuhaf 1 tv kanalıyla karşılaşır. Kanalın adı "Videodrome" dur ve sadizm programları yayınlamaktadır. Bu arada Reen yepyeni kız arkadaşını o tuhaf kanalda görür. Tv´yi izledikçe vakit içinde ekranla bütünleşmeye başlayacaktır. Filmin ikinci yarısında, Reen cihazla birleşmeye başlar; plastik 1 fenomen başlar. Etle metal ve cam karışır ve süregelen halüsinasyonlar oluşur. Sonunda Reen 1 cihaza dönüşür üstelik içine kaset dahi sokulmaktadır. Cronenberg´in 1 dönüşümü daha sergilenir.

Bir tuhaf yönetmenin geleceği

Film öfkeli ve ahlakçıdır. Ve ardından sualler sorulur; Korku filmleri bazucu ve ayartıcı mıdırlar? ya da Sadizm´mi programlanmaktadır? Medyada yumuşak ya da sert tanımları geçerli mümkün mi? Televizyon 1 terapi yolu mudur? sinema bu soruları sosyal çizgide gündeme getirir. "Videodrome" 1 sosyal hicivdir fakat eşdeğer zamanda da aşağılayan 1 eleştiridir. Bu arada da "Scanners" da olduğu gibi, zihinsel güçlere göndermeler yaparak insanın pşisik yeteneklerinin sınırlarını soruşturur. Cronenberg bütün 2 filmde de geleneksel film sistemlerini kullanır. bütün filminde gittikçe artan mali meseleler yaşar. 1983´de Stephen King´in "The Dead Zone" adlı kitabını sinemaya aktarır. sinema bu defa tipik 1 Cronenberg filmi değildir. Zekice 1 adaptasyonla uygulanmıştır, epey uzun 1 komadan çıkan 1 öğretmeni Christopher Walken oynar. Bu süre içersinde öğretmenin telepati ve öngörü yetileri gelişmiştir. Filmde Cronenberg, böyle 1 insanın toplumla ilişki kurmasındaki zorlukları sergiler. şartlar ne olursa olsun, Cronenberg değişim ve dönüşüm saplantısından vazgeçmez. 1986´da Jeff Goldblum´un oynadığı "The Fly" ı çeker. Bu defa sineğe dönüşen 1 bilim adamının yaşadıklarını anlatır. 1991´de Borroughs´un "Naked Lunch" ını, 1993´de ise "M. Butterfly" ı çeker. "Naked Lunch" bütün Cronenberg filmlerinin 1 sentezidir. netice bi şekilde Cronenberg filmleri midesel tahammül aşıldığında, etin yani bedenin ve ruhun dönüşümü Yönetmen´in mesajını oluşturur. Cronenberg´in evreni manik ve kaçırıcıdır. Yaşamın yüzeyselliğinde gizli görünmeyen kalmış güdülerin bilinçaltı imajları Cronenberg´in galerisinde sergilenir. Bize, gerçekte kim olabileceğimizin ipuçlarını verir fakat işin en çarpıcı yanı Cronenberg realitesi birlikte hakikat dünyada genellikle karşılaşmamızdır.



Kaynak: David Cronenberg

Yazar Hakkında: