17 Haziran 2013 Pazartesi

Posted by ??????????? | File under : , , ,

     Gezi Parkı direnişiyle, Türkiye'nin gençleri ülkelerinin hiç bilmedikleri bir yüzüyle tanışmış oldu. Yıllardır ülkenin kanayan yarası olan kendinden olmayanı yok sayma düsturu ile ilk defa karşılaşan bu sosyal grup, şu ana kadar göstermiş olduğu onurlu duruşla kendilerine de çok önemli bir misyon yüklemiş oldular. Yıllardır sistemin kendilerine öğrettiklerinin aslında doğru olmayabileceği gerçeğiyle, çarka çomak sokan oyuncu rolüyle meydanlara çıktıklarında acı bir şekilde tanıştılar. Ana akım medyanın aslında haber değeri taşıyan birçok olayı günü geldiğinde görmezden gelebileceğini gördüler. İstanbul'un göbeğinde kendilerine uygulanan bu vahşeti yayınlamayanların, yıllardır neleri yayınlamamış olabileceğini sorgulama vakti gelmiştir artık bu gençler için.

     Onlara, güneydoğu'da polis insanlara şiddet uygularken  "oh olsun" demek öğretilmişti yıllardır. Bundan sonra Diyarbakır'da, Şırnak'da veya Hakkari'de aynı görüntüler oluştuğunda verilecek tepki bu ülkenin geleceğini belirleyecektir. Kendi özgürlükleri için mücadele eden herkesin günü geldiğinde başkalarının özgürlüğü için de sokağa dökülüp dökülmeyeceği toplumumuzun önündeki en büyük sınavdır bu saatten sonra. Artık hepimiz İstanbul'da, İzmir'de,Ankara'da ve diğer illerde insanları sokağa döken sebeplerle, güneydoğu'da insanları dağa çıkartan sebeplerin benzerliklerini bulmakla yükümlüyüz. Gerçekler tüm çıplaklığıyla gözümüzün önüne serildiğinden meseleye uzak kalmak artık imkansızlaşmıştır. Taksim'de çocuğu, kardeşi polis şiddetiyle karşılaştığında endişeden deliye dönenler, artık Diyarbakır'da oğlunun, kardeşinin her an ölüm haberini bekleyen insanlarla empati kurabilmelidirler.

     Özgürlükler ve onurlu yaşamla ilgili taleplerimizde samimiysek, bizden farklı olanlarında benzer talepleri olabileceğini ve yok sayılmanın bir insana yapılan en büyük işkence olduğunu unutmamalıyız. Çok yakında hepimizi bekleyen bir samimiyet sınavıyla karşı karşıya geleceğiz. Başarıyla atlatabilirsek bu ülkenin insanlarının güdülecek koyunlar olmadığını ve vatanlarının her karış toprağında özgürlük istediğini herkese göstermiş olacağız. Ya da bugünleri hoş bir sada olarak anıp 30 yıldır bize sunulan kanlı oyunda figüran olmaya devam edeceğiz.

     Dün mazlum olanlar bugün kendilerinde zalimlik yapma hakkı bulduklarından mağdur olmuş olabiliriz.
Bugünün mazlumları söz söyleme hakkı kendisinde olduğunda zalimliği değil merhameti seçerlerse bu direniş anlam kazanacaktır.